Sayfalar

15 Mart 2019 Cuma

Nafaka




TMK md. 185 uyarınca da, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Yine, medeni kanunun 186. maddesi uyarınca" Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşlerin evlilik birliğine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar." Kanundan açıkça anlaşılacağı üzere eşlerin evliliğe hem maddi hem de manevi anlamda katkıda bulunması gerekmektedir. Buradaki maddi katkı, evlilik ile başlamakta evliliğin bitiminde tarafların maddi durumuna ve ihtiyaçları olması durumunda, nafakaya dönüşmektedir.

Yetkili mahkeme, TMK md. 177 uyarınca da, “Nafaka davasında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir”. Böylece, nafaka alacaklısının ihtiyaç halinde olmakla yeterince mağdur olduğu düşünülerek daha fazla mağdur olmaması amaçlanmıştır.

Nafaka, boşanma davası ile birlikte gündeme gelen bir haktır. Eş adına hükmedilen “yoksulluk nafakası”, “tedbir nafakası” ve çocuklar adına hükmedilen “iştirak nafakası” olmak üzere üç çeşidi vardır.

Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası için kanuna baktığımızda, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi, eşlerden birinin haklı nedenle ayrı yaşaması gibi nedenlerle evlilik birliği devam ederken tedbir nafakası ödenmesine hükmedilebileceği gibi; boşanma ve ayrılık davalarının yahut evliliğin mutlak ya da nisbi butlan ile iptali davalarının açılması halinde yargılama süresince de tedbir nafakası ödenmesine hükmedilebilecektir.

Tedbir nafakasının hesaplanmasında başlangıç anı, talep tarihidir. Tedbir nafakası dava açıldıktan daha sonra talep edilse yine talep tarihinden itibaren hesaplanacaktır. Taleple başlayan tedbir nafakası hüküm kesinleşinceye kadar devam eder. 

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, TMK md. 175’e göre, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir . Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. ” Kanunda açıkça belirttiği üzere, yoksulluğa düşecek taraf, yoksulluk nafakası isteyebilir ve bu nafaka talebe bağlıdır. Talep bulunmaması halinde mahkemece yoksulluk nafakasına hükmedilmeyecektir. Buna ek olarak maddede nafaka isteyen tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerektiği belirtilmiştir. Yani tarafların kusuru eşit olsa veya taraflar kusursuz olsa da, yoksulluğa düşecek taraf yoksulluk nafakası talep edilebilir.  

Yoksulluk nafakası boşanma davasında istenmişse hakim boşanma kararına ek olarak nafakaya karar verir; nafakanın ayrı bir dava ile istenmesi halinde ise zamanaşımı itirazı ile karşılaşılmaması için, sonradan açılan davanın boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmeden açılmalıdır. Hâkim usulüne uygun açılmış bir davada esas olarak nafakaya hükmeder.

Yoksulluk nafakasının hesaplanmasında başlangıç anı, talep tarihidir. Boşanma hükmünün kesinleşmesiyle ödemeye başlanır. 

Nafakanın Ödenme Şekli

TMK md. 176 uyarınca “Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” 


Toptan ödeme, nafakanın tamamının, para ya da para yerine geçecek ödeme araçlarıyla bir defada ödenmesidir. İrat olarak ödeme ise nafakanın belirli aralıklar ile (genellikle aydan aya taksitler halinde) ödenmesidir. Eşler anlaşma yaparak, nafakanın irat mı toptan mı ödeneceğini kararlaştırabilirler, ancak tarafların bu tür anlaşmalarının geçerli olabilmesi için hâkim tarafından onaylanması gerekmektedir. Nafakanın nasıl ödeneceği konusunda taraflar arasında bir anlaşma yapılmamış veya anlaşma hâkim tarafından onaylanmamış ise ödeme biçimini kararlaştırma hakim tarafından yapılacaktır.

Hakim nafakanın nasıl ödeneceğine karar verirken, tarafların tarafların maddi ve iktisadi durumuna, ödemenin düzenli şekilde sağlanıp sağlanmayacağına göre nafakanın toptan mı irat şeklinde mi ödeneceğine karar verir.

Nafaka Alacağının Rehni

Rehin hakkı asıl alacağa bağlıdır. Asıl alacaktan ayrı olarak devredilemeyeceğinden, ancak rehinli alacak devredilebilirse, devredilebilecektir. Ancak, nafaka alacağının devri mümkün olmadığından rehin edilmesi de mümkün değildir. Bununla birlikte, birikmiş nafaka alacakları üzerine rehin tesis edilebilmesi de mümkündür.

Nafaka Yükümlülüğüne Aykırı Davranmanın Sonuçları

Nafaka borçlusu, mahkeme tarafından hükmedilen nafaka borcunu kararda belirtilen şekilde nafaka alacaklısına ödeme yükümlüğüne aykırı hareket etmesi halinde nafaka alacağı icra takibine konu edilerek cebri icra yolu ile nafaka borçlusundan tahsil edilir.

Nafaka kararı, nafaka borçlusu tarafından temyiz edilse dahi, nafaka alacaklarında temyiz, kararın icrasını durdurmayacağı için derhal icra işlemlerine başlanabilecektir.

Nafaka borçlusu, kararda gösterilen nafaka borcunu ödemezse, nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine İcra ve İflas Kanunu md. 344 uyarınca, 10 günden 3 aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.

   










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder