Kooperatif kanunu md.1 de kooperatifin tanımı “Tüzel
kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve
özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal
katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak
amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir
sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” şeklindedir.
Bir kooperatifin en az
7 ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulacağı ve Sermaye
miktarı sınırlandırılarak kooperatif kurulamayacağı kanunda açıkça belirtilmiştir.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarının unvanlarında, kamu
kurum ve kuruluşlarının isimlerine yer verilemez.
Kooperatife katılmak isteyen kişi, bir kooperatif
kurarak, daha önceden kurulmuş bir kooperatife sonradan, ortaklardan birinin
payını alarak, miras yolu ile ortak olabilir. Kooperatife ortak olmak isteyen
gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve
ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim
kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir
sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin
yazılı olarak kabul edilmesi halinde gerçekleşir.
Kooperatifin tüzel kişilik kazanabilmesi için ticaret
siciline tescil edilmiş olması gerekir. Tescilden önce kooperatif namına işlem
yapanlar bunlardan şahsan ve zincirleme olarak sorumludur.
Kooperatifler kanununun 3. Maddesinde kooperatiflerde izin
verme, tescil ve ilan açıkça düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Ana sözleşme,
Ticaret Bakanlığına verilir. Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde,
kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunur.
Tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır: 1. Ana sözleşme tarihi, 2.
Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi, 3. Kooperatifin unvanı ve merkezi,
4. Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az
miktar ve her ortaklık payının değeri, 5. Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı
olduğu, 6. Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden
ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler, 7. Kooperatifin ne suretle temsil
olunacağı ve denetleneceği, 8. Yönetim Kurulu üyeleriyle kooperatifi temsile
yetkili kimselerin ad ve soyadları, 9. Kooperatifin yapacağı ilanların şekli ve
anasözleşmede de bu hususta bir hüküm varsa yönetim kurulu kararlarının pay
sahiplerine ne suretle bildirileceği, 10. Kooperatifin şubeleri: Kooperatifler,
lüzum gördükleri takdirde memleket içinde ve dışında şubeler açabilirler.
Şubeler, merkezin sicil kaydına atıf yapılmak suretiyle bulundukları yer
ticaret siciline tescil olunurlar. Ticaret Bakanlığı, ana sözleşmelerin,
kanunun ihtiyari hükümlerinden ayrıldığını ileri sürerek kooperatifleri
kuruluşuna izin vermekten kaçınamaz. Anasözleşmenin değişiklikleri de
kuruluştaki usullere bağlıdır.”
Yargıtay Kararı - 23. HD., E. 2011/4101 K. 2011/2365
T. 07.12.2011
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı
aleyhine 2008 yılı Kasım ayı dahil biriken aidat borçlarının tahsili için
başlattıkları ilamsız icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak
itiraz ettiğini, davalının müvekkili kooperatiften hissesine isabet eden
taşınmazın tapusunu aldığını, bu sebeple üyeliğinin halen devam ettiğini,
kooperatif tesfiye oluncaya kadar kooperatife karşı sorumlu olduğunu ileri
sürerek, davalının haksız ıtirazının iptali ile %40 icra inkar tazmınatının
davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,
müvekkilinin genel kurul kararı doğrultusunda tüm borçlarını ödeyerek
28.03.2006 tarihinde kooperatife verdiği dilekçe ile kooperatiften ayrılmak
istediğini bildirmesine rağmen davalı kooperatif tarafından herhangi bir karar
alınmaması üzerine 04.05.2006 tarihinde noterden ihtarname göndererek ayrılmak
istediğini bildirdiğini, ihtarnamenin davacı kooperatif tarafından 12.05.2006
tarihinde tebliğ alındığını, bu tarihte üyeliğinin sona erdiğini, talep edilen
döneme ilişkin aidat ödeme borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddine
karar verilmesini istedi.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu
ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, ödemelerini tamamlayan üyelerin
üyelikten çıkabileceklerine ilişkin genel kurul kararına göre kooperatif
üyeliğinden ayrılmak istediğini yazılı olarak bildirmesine rağmen kooperatifçe
yanıt verilmemesi nedeniyle noter aracıyla bildirim yaptığı, bildirimin
12.05.2006 tarihinde davacı kooperatife tebliğ edildiği ve bu tarihte davalının
üyeliğinin sona erdiği gerekçesiyle ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilini temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 07.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi"
Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma
keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak
isteyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye
konulabilir. Kooperatiften çıkma hakkının kullanılması, anasözleşme ile en çok
5 yıl için sınırlandırılabilir. Haklı ve önemli sebeplerle bu süreden evvel
çıkabileceği hususunda Anasözleşmeye hüküm konulabilir. Bir ortağın hiçbir
suretle kooperatiften çıkamayacağına dair bağlamalar hükümsüzdür. Yönetim
kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın
kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter
aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren kooperatiften çıkma
gerçekleşir.
Kooperatif kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları,
tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder